22 Mart 2015 Pazar

BERGAMA ANTİK KENTİ AKROPOLİS

Bergama
Bergama Türkiye'nin sahip olduğu en önemli kültür hazinelerinden biridir.  Pergamon antik kentinin kalıntılarına ev sahipliği yapan Ege'nin şirin ilçesi Bergama, yüzyıllar boyu sağlık, kültür ve sanat merkezi olmuştur. 

Kitap her devirde verilebilecek en iyi hediye. Roma imparatoru Markus Antonius da canı sıkılan nişanlısı Mısır Kraliçesi Kleopatra'ya ne hediye versem diye çok düşünmemiş. Bergama'nın zengin kitaplığında bulunan 200 bin kitabın hepsini Mısır Kraliçesi'ne sunmuş. Antonius'un bu davranışı fazla cömert ve abartılı bulunabilir. Ancak M.Ö. ilk I. yüzyıl içinde yaşanan bu olay Bergama'nın daha o tarihte ne kadar zengin bir kültür kenti olduğunu çarpıcı bir şekilde ortaya koyar. Türkiye'nin sahip olduğu en önemli kültür hazinelerinden birisi olan Bergama (Pergamon) antik kentinin kalıntıları Dikili sahilinin 29 kilometre doğusunda bulunan Bergama ilçesindedir. Yerleşim, Bakırçay ve ona Kuzey'den Geyikli Dağının sularını taşıyarak katılan Kestel çayının birleştiği noktadadır. Bakırçay'ın taşıdığı verimli topraklar Dikili'ye doğru uzanan pamuk, tütün, üzüm ve zeytin gibi değerli ürünlerin yetiştiği Bakırçay Ovası'nı oluşturur. 
Pergamon şehrinin tarihinde Anadolu'nun çağlar boyunca yaşadığı klasik Doğu-Batı çalışmasının izlerini görürüz. Doğu'dan Persler, Suriyeliler, Araplar ve Türkler, Batı' dan da Yunanlılar, Ispartalılar ve Romalılar bu topraklara . egemen olmak için birbirleriyle kıyasıya mücadele etmişlerdir. Kentin kuruluşuyla ilgili bilgiler net değil. Bununla beraber, kentin ismini almasına ilişkin aktarılan efsanelere göre Teuthrania Kralı Grynos bir savaşta Pergamon'dan yardım ister ve zaferden sonra kurduğu şehirlerden birisine Pergamon adını verir. 

Ancak, kente ilişkin ilk kayıtlar Antik yazar ve tarihçi Ksenophon'un Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) isimli eserinde geçer. Ksenophon, Pers Kralı Artekserkses'e karşı başlattığı iktidar mücadelesinde Prens 
Kyros'un yanında yer almış, başında bulunduğu Ispartalılar'dan oluşan onbin kişilik bir orduyla Mezopotamya'ya kadar giderek Artekserkses'le savaşmıştır. Ksenophon'un aktardığına göre Isparta ordusunun desteklediği. bu savaş galibiyetle sonuçlanmış olsa da Kyros ölmüş ve Isparta ordusu Karadeniz üzerinden geri dönmüştür. Bu kitapta aktarılan bilgilere göre dönüş yolcu1uğunda M.O. 399 yılında Ksenophon Beragama' da konaklar ve Bergama Kalesini Pers satrapı Asidates'ten alır. Bergama bu tarihten sonra da Persler ile Batı uygarlıkları arasında pek çok savaşlara ve el değiştirmelere sahne olur. Sonra önemli dönüm noktaları Büyük İskender'in M.Ö. 334 yılında Granikos savaşıyla kaleyi fethi, Trakya Hükümdarı Lysimakhos'un M.Ö. 3. yüzyıl içinde devlet hazinesini buraya getirecek kadar kente önem vermesi, Philetairos'un Seleukos'i döneminde burada neredeyse bağımsız bir devlet kurması ve ondan sonra gelen Eumenes dönemi sıralanabilir. Fakat kentin en parlak devri Eumenes II döneminde (M.Ö. 197-159) yaşanır. Krallık 133 yılında Attalos'ün vasiyetiyle Roma'ya bağlandı. Bergama Roma döneminde Asya Eyaletinin en önemli kentleri arasındadır.

Akropolis (Bergama) Antik Kenti
Akropol son derece dik bir tepe üzerinde kurulmuştur. Yaklaşık 300 m. yükseklikteki bu tepeye kıvrılarak tırmanan bir yoldan çıkılır. Akropol denilen şehir yerleşiminde dini, resmi, sosyal ve ticari binalar iç içe kendine özgü bir plan çerçevesi içinde   yerleşmiştir. İlk çağlardan bu yana iskan yeri olan tepenin üstünde Bergama Kral Sarayları yer alır. Beş adet sarnıç ile cephanelik de bu tepe üzerine yerleşmiştir. Binaların alt bölgesinde Athena Tapınağı vardır. Ayrıca Kütüphane ve Trajan tapınağı da bulunmaktadır. Bunlarında altındaki terasta Zeus sunağı özenle yerleştirilmiştir. Dünyadaki en dik tiyatrolardan birisi de burada yer almaktadır.. En alt kesimde ise Gymnasion ve Demeter Tapınağı bulunur. 

PERGAMON kentinin bugünkü kalıntıları arasında Akaropolü, 200 bin kitaptan oluşan kütüphanesi, onbin kişilik tiyatrosu, sarayları, Trajan Tapınağı, Asklepion ve Serapis tapınakları ön plana çıkar. Bergama'daki İÖ IV. yy'da kurulan Asklepeion ise döneminin en önemli Tıp merkezi ve okulu durumundadır. Antik kentin önemli kalıntılarının bulunduğu Akropolis "Yukarı Kent" anlamına gelmektedir. Akropol tepesindeki yukarı kentte üç ayrı yerleşme vardır. Akropolün en yüksek ve korunaklı yerinde kral sarayları, tapınaklar ve su sarnıçları vardır ve burada kral ailesi ile birlikte kentin ileri gelenleri oturmuştur.

Yazar: D.Y

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder